Gün geçmiyor ki D vitaminin sihirli yeni bir etkisini duymayalım.
Bültenimizdeki yazıları eskiden beri izleyenler D vitamininin kemiği güçlendirmekten başka, kansere karşı önleyici olduğunu, enfeksiyonlardan ve iltihabi-romatizmal-otoimmü hastalıklara karşı koruyucu olduğunu, depresyonu azalttığını, mültipl skleroz tedavisinde kullanıldığını ve ömrü uzattığını okumuşlardı.
Şimdi sıkı durun, Dünyanın en ünlü kardiyoloji dergilerinden biri olarak kabul edilen Circulation’ın elektronik sayısında yayınlanan bir habere göre D vitamini kalp hastalığı riskinin en az %60 oranında azaltıyor. Bültenimizin bu sayısında bu önemli bilimsel çalışmanın özetini ve editörümüz Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın konu hakkındaki yorumlarını okuyacaksınız.
Giriş
Aslında D vitamini ile kalp hastalığı arasındaki ilişkiyi vurgulayan çalışmalar eskiden de yayınlanmıştı. Ama bu çalışmalar küçük ölçekli ve kesitsel çalışmalar olup uzunlamasına takipleri içermiyordu. Circulation’da yayınlanan araştırmanın diğerlerinden önemli farkı deneklerin yıllar boyunca boyunca izlenmiş olması.
Çalışmanın Özeti
Bahsi geçen araştırmaya %55’i kadın olmak üzere ortalama yaşı 59 yıl olan, 1739 kalp rahatsızlığı olmayan kişi üzerinde yapılmış. Çalışmanın başında deneklerin kan D vitamini(25 OH D) düzeyleri ile sistolik (büyük) ve diastolik (küçük) tansiyonları ölçülmüş. Kişiler 5.5 yıl boyunca kalp hastalığı olup olmaması açısından izlenmiş.
Normal kan D vitamini(25 OH D) düzeyleri 40 ng ile 120 ng/mL arasındadır. Halbuki çalışmaya katılanların %9’unda 10 ng/mL’nin altında, %28’inde 15 ng/mL’nin altında, %90’ında ise 30 ng/mL’nin altında saptanmıştır. Normal kan D vitamini(25 OH D) düzeylerinin 40 ng ile 120 ng/mL arasında olduğu düşünüldüğünde, normal D vitamini düzeylerine sahip deneklerin oranın %10’un da altında olduğu görülmektedir.
5.5 yıllık izlem boyunca daha önce kalbi normal olan 120 kişi kalp krizi geçirmiş. Kan D vitamini(25 OH D) düzeyleri 15 ng/mL’nin altında olanlarda daha yüksek olanlara göre %62 oranında daha fazla kalp krizi geçirmişler. D vitamini düşüklüğüne ek olarak hipertansiyon da mevcut ise koroner kalp hastalığı riski bir o kadar daha artmış.
D vitamini kalp hastalığından ve hipertansiyondan nasıl koruyor?
Dergiye göre D vitamininin koroner kalp hastalığından koruması en az dört mekanizmaya dayanıyor.
- D vitamininin aktif formu olan 1,25-OH tansiyonu yükselten renin aktivitesini azaltır.
Damarların düz kas hücrelerinde bulunan 1,25-OH kas hücre büyümesini, iltihabı ve pıhtı oluşmasını (tromboz) azaltır. - D vitamini eksikliğinde paratiroid hormonu (PTH) ikincil olarak yükselir. PTH ise 1,25-OH kas hücre büyümesini, iltihabı artırır.
- Hipertansiyon D vitamini yetersizliğinin kalp üzerindeki olumsuz etkilerini şiddetlendirir. Bunun tersi de doğrudur; D vitamini yetersizliğinin kendisi de hipertansiyona yol açar.
Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın yorumu
Bildiğiniz gibi kalp hastalıkları bütün Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de bir numaralı ölüm nedeni. Bu ölümleri azaltmanın en etkili yolları taş devri diyeti gibi bir diyet uygulamak, hareket etmek, sigara ve diğer toksinlerden uzak durmaktır. Mevcut araştırmaya göre bu tedbirlere güneşlenme ve D vitamini takviyesi de eklemek gerekiyor.
D vitamini reseptörleri
Eskiden D vitamininin sadece kemik ve kas sisteminin gücünü arttıran bir vitamin olduğu sanılırdı.
Ama son yıllarda yapılan araştırmalara göre beyin, kalp, mide, pankreas, aktive T ve B lenfositler, prostat, meme, kolon, deri ve gonadlar gibi kemik ve ince bağırsak, bağırsağın dışındaki çok sayıda organda da D vitamini reseptörleri (VDR) vardır. Bunlara ilaveten D vitamini reseptörlerinin damarların düz kaslarında, damar iç gömleği (edotel) hücrelerinde ve kalp kası hücrelerinde (miyosit) de kas hücrelerinde de olduğu da gösterilmiştir.
Türkiye’de D vitamini yetersizliği
D vitamini yetersizliği bütün Dünya’da çok yaygın. Özellikle ılıman ve hele de kutba yakın ülkelerdeki insanların yarısından fazlasında aşikar ya da gizli D vitamini yetersizliği var. Ülkemiz güneşli bir ülkedir. O zaman ülkemiz insanlarında D vitamini yetersizliği çok beklenmeyen bir durumdur. Acaba öyle mi?
Normal koşullar altında insan vücudunda bulunan D vitamininin yaklaşık % 90-95'i güneş ışınlarının etkisi ile deride sentezlenir. Özellikle içine katılmadıkça (süt, formül mama vb) yiyecekler ile alınan D vitamini miktarının büyük bir önemi yoktur.
Eğer yetersiz güneş ışığına maruz kalırsak D vitamini yetersizliğinin gelişmemesi de kaçınılmaz olacaktır. Maalesef bizim de dahil olduğumuz çok sayıda araştırıcının yaptığı çalışmalara göre güneşli olarak bilinen Türkiye’deki kadınların %67 ile %100’ünde değişik derecede D vitamini yetersizliği mevcut. Erkeklerdeki oranlar daha düşük olabilirse de bence onlarda da çok düşük olduğunu sanmıyoruz. Ama şu bir gerçek ki annelerinin D vitamini düzeyi düşük ise bebeklerde de (erkek ya da kız) düşük olmaktadır.
Normal D vitamini düzeyi nedir?
Vücuttaki D vitamini depolarının en iyi göstergesi kan 25(OH) D düzeyleridir. Aktif D vitamini olan 1,25 (OH)D2 iyi bir gösterge değildir. Maalesef birçok laboratuar 15 -20 ng/mL D vitamini düzeylerini alt sınır olarak kabul etmektedir. Bu istatistiksel değerlendirme fonksiyonel açıdan yanlıştır. Çünkü 15-40 ng/mL arasındaki değerler de hastalıkların şiddetlenmesine yol açmaktadır.
D vitamini yetersizliğinin dereceleri
Yetersizliğin derecesi | Kan 25(OH)D vitamini düzeyi |
Ağır D vitamini yetersizliği | <12.5 nmol/L (<5 ng/dL) |
Günlük fizyolojik D vitamini miktarı
ABD’deki ‘Food and Nutrition Board’ 1997 yılında yaptığı bir yayında çocuklara 400 İÜ/gün, erişkinlere 200İÜ/gün ve yaşlılara 400 İÜ/gün D vitamini verilmesini önermektedir. Fakat Dünyanın en önemli D vitamini uzmanları günlük fizyolojik D vitamini ihtiyacının bu rakamların en az 10 katı daha fazla yani yaklaşık 4000 İÜ/gün olması gerektiğini söylemektedirler.
Güneşlenme süresi/güneşlenme yüzeyi/ D vitamini sentezi
Ünlu araştırıcı Holick öğleleyin fazla uzun olmayan bir süre güneşlenen bir kişinin vücudunda 10,000 ile 25.000 IU D vitamini sentezlendiğini göstermiştir. Adam ve arkadaşları öğleyin 30 dakika süre ile güneşlenen beyaz bir kişinin vücudundaki D vitamini sentezinin 50.000 IU/gün’e kadar artabildiğine işaret etmişlerdir. Benzer 3 çalışmada da benzer sonuçlar elde edilmiş ve kısa süre güneşe maruz kalanlarda en az 8,000 ile 10,000 IU/gün D vitamini sentezlendiği saptanmıştır.
Mayo ile güneşlenen bir kişide 20 dakika sonra en az 10.000 IU D vitamini yapılmakta, yapım maksimuma ulaştıktan sonra artık daha fazla aktif D vitamini metabolitli sentezlenmemektedir. Çünkü D vitamini öncüleri inaktive olmaktadır. Yani fazla güneşlenmek ile D hipervitaminozu olmamaktadır.
Özetle çocuklar Günlük 1000 ünite, erişkinler için 2000 ünite güvenlidir. Kanaatimizce büyük çocuklar ve erişkinler için pratik bir yol kış mevsiminin başında ve sonunda 300.000 Ü depo D vitamini almak, diğer mevsimlerde bol bol güneşlenmek olabilir. Kronik hastalıkları olanlarda (kanser, romatizmal hastalıklar, astım, anfizem, kistik fibroz, otoimmün hastalıklar, mültipl skleroz, koroner kalp hastalığı, osteoporoz vb) daha yüksek dozlar gerekebilir. Ama daha yüksek dozlar sakıncalı olabileceğinden kan seviyelerine bakılarak hekimler tarafından ayarlanmalıdır.
Koroner Kalp Hastalığından Korunmak için Ne yapmalı?
Tabii ki sadece D vitamini düzeyini yükselterek kalp hastalığından korunamazsınız. Diğer tedbirler şunlardır;
Prof. Dr. Ahmet AYDIN
İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD
Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı
http://www.beslenmebulteni.com/
besahmet@yahoo.com